23 Şubat 2011 Çarşamba

~





‎''yağmurdan sonra toprağın kokusu olsun diye,yoktu suyun kokusu..."

20 Şubat 2011 Pazar



Biri bana dedi ki : Blemezsin denemeden..yapmadgn atislarin yüzde yüzünü iskalarsin unutma...
Bende diyorum ki,
Bana ilerle demen boşuna aslında bir halka diğerine bağlı , olay orda.
O onu unutamazken , ben itiraf etsem ne değişir.Evet aslında değişir bir şeyler. O da sadece mesafeler. O uzaklaşır benden.Ben yine aynı sevdanın içinde.
Yaşanmışliklar olmadan unutmak en kolayı derler aslında ama onu ne kadar tanrılastrdgna bağlı bence..
Ve şimdiyse sonuç hiç ironik değil. Gayet klasik.
O onu unutamazken , bende onu unutamıyorum.
Ve eğer itiraflar olursa benden ona ,
Acıların en büyüğü de ağır gelir bu bedene mutluluğun en büyüğü de.
Ve büyük ihtimal en büyük acı bekliyor olur beni sonunda.
Nasıl olsa bu şekilde de hiçbir şey varmaz bi sonuca. Kavuşmak şimdilik en muhteşem rüya.
Sana seslenişlerimi yolunu kaybetmiş bir çocuğun anne feryatlarına dönüştürdüm. İşte o zaman gördüm en derin kabusları , o zaman fark ettim ilk defa el ele tutuşan insanları ve o zaman hissettim seni içimde , anne özlemi kadar derin biçimde.


Seni seviyorum.
JosHaylee.

14 Şubat 2011 Pazartesi

yazmayı unuttuğum kaçıncı başlık -.-



*Saat sensizliği seyrek geçiyor
makyajını hazanla yapmış kaldırımlar
loş sokak lambalarından takıları pek bir yakışmış
elim cebimde ve koluma girmiş yâr bakışlı yalnızlığım
yarimin yanında,
gözlerine benim gözümle bakan kadını gördüğüm yerde ölür haldeyim.
saat şimdi kaç geçiyor bilmiyorum,
şu vakitte sensizliğinde ötesindeyim.



*Baş roldeydin sen oysaki şimdi tüm boş roller senin.


*Bazen gitmiler devasa yumruklara özenirdi. Birileri bir gidişte beni devirdi.


*Aşk , karnında uçuşan kelebeklerin dünyasıdır.


*Belki şimdi dilim tam ifade edemez kendisini , belki sen kelimelerimden sıyrılmayı başarırsın. ama gözlerime bakmadan gitme , sen onları iyi tanırsın..
Benim kadar gururlu değillerdir , sana gitme diyebilecek iki çift gözüm var.
Onlarda anlatmazsa sana beni ;
Hayatım ; gözyaşlarım gamzelerine ulaşana kadardır.



*Bir anlam gelse,
ne varsa alsa götürse.



*Sorarlarsa bana ''Ne iş yaptın bu dünyada '' diye rahatça verebilirim yanıtıni : yalnız kaldım , kalabildim. 6 milyarın arasında doğdum ve hiçbirine çarpmadan geçtim.


*Insanlar duygularımı sorduğunda , evt evt aynı sandığın gibi diyorum. Çünkü asla benim hissettiğim gibi olanı anlayamiyorlar.


*Kar yağarken üsüyorsa bulutların elleri , ben ağlarken de ıslanmalı dudakların. Ve neden , açılmış avuçlarımi ağzımdaki haykırışlarla doldururken , böyle sırtını döner bir parça tanrılastırdıklarm.


*Bir maskeden gülümsemeyi ? anlatabilicegini düşünüyor musun ve sana kahramanlarınla hayaletleri takas ettirdiler mi ?


*Sesimin ulaşmadığı yerlerden kendime bakar gibi yalnızım.


*Yorgun adım marş hayata devam etmem hayli zor , ki yüzünü çizdiğim bulutta seni bir damla yağmiyor.


*Aslında hata belki karşılıksız aşklar artık , lazım olan duyguları bir köşede saklamaktir.


*Bazen hayat ağırlaşıyor. Bir kelebeğe , kanatlarının ve süslerinin ağır gelmesi kadar hatta.


*Başı sonu içiçe geçmiş bir hikayede ortaya çıkacağı anı karıştırmış bir kahraman gibiyim.. Nerede ortaya çıksam yanlış karedeym.


*Yağmur yağınca boğulur karıncalar ve karınca kadar küçük olduğumu unutur yağmurlar.


*Beni parmakla gösteren bir hava
Ve ben, kendi arkamdan sur eklenirim, inanılmaz bir hata bu.
Bu hava, her şeyi zaten bilen bu hava. Dedi ki: "Aşklarını hatırla..
Hatırla, çünkü sıra sende
Ağlamaman için sebep yok
Kollarında hatıralarınla..."

*Sevdiklerimizi aldığı için mi güzel olur , toprağın yagmurdan sonraki kokusu. Ve rüzgarı sevmiyorsan , sancı verir bulutlardan seken bir martının dokunuşu.

*Gözlerimle sözcükler kurabilmek için şahsında, bir takım eylemlerim oldu ara sıra. Mesela gülüşlerinden medet ummak gibi, mesela geçtiğin yollarda, sokaklarda yolunu beklemek gibi..

*Biz hep doğru cümleler kurduk , üç yanlışın gelip götürdüğü.

*Bak şimdi yine dilim dolandı yüreğime..
Hep böyle oluyor,
ne zaman seni anacak olsam , dilim yüreğime konuyor.

*Herkes fazlasıyla sevmiş , Ben eksikleriyle de sevdim oysa.

*Aşkın seninle ödüllenemeyen yanıydı yalnızlık.
Ardı , nefes kesiği
ötesi yara , berisi bere , dahası izdir.

*Kırmızı yanlışlı kızın en büyük haber başlığıydı; "kurta kapıldım".

*Hem sensizlik hem karanlık bu kadarı fazla.
Üstümü de örtme bu şevkat de fazla, ışıkların hepsi açık 
olsun.
İçim burkuluyor sen nasıl gidersen git. 
Dur, burayı iyi dinle; birkez daha söylüyorum ve son kez.
Seni seviyorum.
Sen giderken ben içimden haykıracağım 'kusursuz bir aşktı
bu' diye.
Kusursuz bir aşktı benim sana büyüttüğüm sen ne yaşadın
bilmiyorum...

*İşte yine birşeyler göç ediyor buralardan..
bir martıyi alnının ortasından vururcasına
Dudaklarımdan bir veda damladi dudaklarına.

*Adını anmak güzeldi, dost ağızlarda sana dair cümlelerin ıslatılmasi..adını anmak.. Yüksek sesle , kimsesiz gecelerin düşsel avuntularına sırt çevirip senden söz açmak.. biraz gülünç , biraz sitemkar.. Güzeldi..
Adının Türkçedeki yankisi özeldi..

*Şimdi bütün anmalar bir susmanın içinde..
Şimdi bütün susmalar bir odanın içinde..
Anlatmaya bir sözcük, bir bakış arıyorlar,
Önce sakladıkları, bir adamın içinde.

*Daha az kanarim geldiğin kadar gidersen , ki bir gün gideceksin bende kaldığını bilmeden.


Buna ihtiyacım vardı tamam. sonuna kadar okuduysan tebrik ederim ne diyim =) ♥.♥

9 Şubat 2011 Çarşamba

.

Bir virüs volta atıyor beynimde
Düşüncelerimin arasında sırtarıyor,
Babaannem görse bağırırdı şu şekil;
Bu burada ne bok arıyor,
Bağırma babaanne, üzengim çok alınıyor,
Tanrım aç kollarını işte bir üvey kulun sana koşuyor.